Konfüçyüse İnsanoğlunda seni şaşırtan şey nedir? diye sormuşlar…
Cevabı:
“İnsanoğlu para kazanmak için sıhhatini verir.Sonra , sıhhatini kazanmak için parasını verir.İstikbali düşünürken insanoğlu yaşadığı günü unutur, böylece: ne bugünü yaşar nede istikbali . Aslında , ölüm yokmuşçasına yaşarken,yaşamamış gibi ölürler.” olmuş…
Hepimiz kendimizi aslında bu sözlerde buluyoruz.  Kimimiz “haklıymış” diyoruz kimimiz “aman oda ne öyle benim öyle laflara karnım tok” diyoruz. Maalesef güzel ülkemizde güzel insanlarımızı her şeyi para olan toplum haline getirdiler. Getirdiler de biz gelmemek için çaba harcadık mı?
Hayır. 
Çünkü  her şeyi kolay elde etme, emek harcamadan bir şeyler sahibi olma gibi alışkanlıklar kazandık.Bunların hepsini biz kendi kendimize yaptık. Hem de hiç acımadan çünkü işimize öyle geldi. 
Eve geldik kombinin düğmesine bastık ev ısındı. Hazır sipariş verdik karnımızı doyurduk. Arabalarımıza bindik turlara çıktık. 
Tabii bu kadar tüketimin bir bedeli olacaktı. Hani diyorlar ya “inandığın gibi yaşayamıyorsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın”. O tarzda  devam etmeye başladı hayatımız. Böylece “tüketmek için kazanmak” zorunluluğu çıktı ortaya
Bunu da sağlamak için önce ailemizden insanları ihmal etmeye , sonra eşi dostu, derken sıhhatimizi kaybetmeye başladık. Derken bir hırs bürüdü bizleri; evler, arabalar, yazlıklar; istikbalimizi garantiye almaya çalıştık. Aldık belki istikbalimizi garanti altına ama, yaşanması gereken günleri yaşayamadık. O günlerde evimize , ailemize, dostlarımıza gerekli ilgiyi gösteremedik.
Dönüp  baktık ki geriye asıl istikbalimiz olan çocuklarımız da kayıp gitmiş elimizin altından hem de biz fark etmeden ..
Evi arabayı yazlığı aldık almasına da istikbalimizi kaybettik , çocuklarımızın istikbalini mi ? düşündük…
Oldu mu şimdi ?
Anne baba sevgisi tatmamış, işi gücü eğitimi olmayan, iyi yetiştirilmemiş bir istikbal.
Maddi olarak ona sağlanmış bütün ihtiyaçları şimdi birer birer satıp yemeye başlayacak hayatını sürdürebilmek için 
Aaaaaa ne oldu sıhhatini verdiğin , kendin için hiç yaşamadan elde ettiğin istikbalin yavaş yavaş erimeye başladı .
“Oysa ki” demeye başladık bile ama iş işten geçti. Aslında mutluluğu hiç bulamamış, ömrü hırsla geçmiş borç ödemekten iktisatçı olmuş yaşayamadan ölmüş bireyler haline geldik.
Toplumun çoğu  bu halde, gerek görsel gerek yazılı medya da insanları uyutmaya devam ediyor.Sabah aile sırlarının ortaya döküldüğü kavga dövüşün eksik olmadığı programlar, paparazi programları , şiddet dizileri derken, birbirinden habersiz, ne olduğu belirsiz kişiler haline geldik.
Aynı bina içinde birbirine selam vermeyen komşular; “komşusu açken tok uyuyan bizden değildir.” Hadisi şerifini de  unutarak.
Yanında adam ölse bile sesini çıkarmayacak kadar ya da,  duyarsız …
Çocuklarını hiç düşünmeden, evliliğini kolayca bitirebilecek kadar ya da; sorumsuz …
Başkalarının namusuna göz diken namussuz …
Aile kavramını bitiren, doyumsuz …
Haramı helali karıştıran…
Eğriyi doğruyu ayrıştıramayan…
Sabırsız ve şükürsüz 
İnsanlar olduk
Nereye gittiğimizi biliyor muyuz? Sizce ?...



DİĞER YAZILAR

DÜNYA CORONAVİRUS PANDEMİSİNE NASIL BAKACAK?

Dünya Coronavirus Pandemisine Nasıl Bakacak

Salgın dünyayı sonsuza dek değiştirecek...
Daha Fazlası İçin Tıklayınız

DİZİ FİLM TAVSİYELERİ

  1. Yunus Emre
  2. Prision Break
  3. Lost
  4. Chernobyl
  5. The Crown

 <...
Daha Fazlası İçin Tıklayınız

NE OKUMALI?

AŞKIN EKOLOJİSİ, Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE

AY HIRSIZI, Sunay AKIN

AYÇÖREĞİ VE DENİZYILDIZI, ...
Daha Fazlası İçin Tıklayınız

KORE E-DEVLET UYGULAMALARI